26 Haziran 2017 Pazartesi

Direnç Renk Kodları İle Direncin Değeri Nasıl Bulunur? Örnek Direnç Renk Kodu Hesaplamaları

Sabit dirençlerin değeri genellikle üzerine yerleştirilen renk bantları yardımı ile bulunur. Renk bantları sayısı 4 renk ve 5 renk olmak üzere ikiye ayrılır. Direnç üzerindeki renkler okunarak direncin değeri ve toleransı okunabilir.


Renk kodlarını pratik olarak ezberlemek için SoKaKTa SaYaMaM GiBi tekerlemesinin sessiz harflerine dikkat etmek yeterlidir.

Siyah: Renk değeri 0 , Çarpan 1,

Kahverengi: Renk değeri 1 , Çarpan 10, Tolerans %1

Kırmızı: Renk değeri 2 , Çarpan 100, Tolerans %2

Turuncu: Renk değeri 3 , Çarpan 1000

Sarı: Renk değeri 4 , Çarpan 10.000

Yeşil: Renk değeri 5 , Çarpan 100.000 , Tolerans %0,5

Mavi: Renk değeri 6 , Çarpan 1.000.000 , Tolerans %0,25

Mor: Renk değeri 7 , Çarpan 10.000.000 , Tolerans %0,1

Gri: Renk değeri 8 , Çarpan 100.000.000 , Tolerans %0,05

Beyaz: Renk değeri 9 , Çarpan 1.000.000.000

Altın: Çarpan 0,1 , Tolerans %5

Gümüş: Çarpan 0,01 , Tolerans %10

Direnç renkleri okunurken biraz ayrı duran renk toleranstır. Bu renk sağda tutularak renkler soldan sağa doğru okunur.

Direnç değerleri bulunurken eğer direncin üzerinde toplam 4 renk bulunursa;
1. Rengin renk değeri alınır.
2. Rengin renk değeri alınır.
3. Rengin çarpan değeri alınır.
4. Rengin tolerans değeri alınır.

1. ve 2. renklerin değerleri yanyana yazılır ve 3. rengin çarpan değeri ile çarpılır. 4. renk hesaplamaya katılmaz sadece tolerans değeri yazılır.

ÖRNEK: Aşağıda verilen direncin değerini bulunuz.

1.Renk Kırmızı= Renk değeri 2
2.Renk Mor= Renk değeri 7
3.Renk Kahverengi= Çarpan değeri 10
4.Renk Altın= Tolerans değeri %5
Sonuç=27x10=270Ω, Tolerans %5

Direnç değerleri bulunurken eğer direncin üzerinde toplam 5 renk bulunursa;
1. Rengin renk değeri alınır.
2. Rengin renk değeri alınır.
3. Rengin renk değeri alınır.
4. Rengin çarpan değeri alınır.
5. Rengin tolerans değeri alınır.

1. , 2. ve 3. renklerin değerleri yanyana yazılır ve 4. rengin çarpan değeri ile çarpılır. 5. renk hesaplamaya katılmaz sadece tolerans değeri yazılır.

ÖRNEK: Aşağıda verilen direncin değerini bulunuz.
1.Renk Turuncu= Renk değeri 3
2.Renk Turuncu= Renk değeri 3
3.Renk Beyaz= Renk değeri 9
4.Renk Siyah= Çarpan değeri 1
5.Renk Kahverengi=Tolerans değeri %1
Sonuç=339x1=339Ω, Tolerans %1

ÖRNEK: Kırmızı - Kırmızı - Kırmızı - Altın renklerindeki direncin değerini bulunuz.

1.Renk Kırmızı= Renk değeri 2
2.Renk Kırmızı= Renk değeri 2
3.Renk Kırmızı= Çarpan değeri 100
4.Renk Altın= Tolerans değeri %5
Sonuç=22x100=2200Ω, Tolerans %5
Bu direnç 2,2KΩ %5 olarak okunur.

ÖRNEK: 25KΩ %10 değerindeki bir direncin renklerini bulunuz.

4 renkli dirence göre renkleri bulursak
25KΩ=25000Ω yani 25 sayısı 1000 ile çarpılmış.
1. renk için  renk değeri 2 olan Kırmızı,
2. renk için renk değeri 5 olan Yeşil,
3. renk için çarpan değeri 1000 olan Turuncu
4. renk için tolerans değeri %10 olan Gümüş renkleri bulunur.
Bu durumda renkler Kırmızı - Yeşil -Turuncu - Gümüş olur.

5 renkli dirence göre renkleri bulursak
25KΩ=25000Ω yani 250 sayısı 100 ile çarpılmış.
1. renk için  renk değeri 2 olan Kırmızı,
2. renk için renk değeri 5 olan Yeşil,
3. renk için renk değeri 0 olan Siyah
4. renk için çarpan değeri 100 olan Kırmızı
5. renk için tolerans değeri %10 olan Gümüş renkleri bulunur.
Bu durumda renkler Kırmızı - Yeşil -Siyah - Kırmızı - Gümüş olur.

Çıkan sonuçlar veya verilen değerler büyük değerlerde ise;
KΩ=Kiloohm=1.000Ω 
MΩ=Megaohm=1.000.000Ω 
GΩ=Gigaohm=1.000.000.000Ω üst katları ile kısaltmalar yapılır.

Peki tolerans değeri ne işe yarar? 
Tolerans değeri direncin üretilen değerinin yüzde kaç oranında artı veya eksi olarak değişebileceğini gösterir. Yani dirençlerin çoğu aslında üretildiği değerde değildir. Tolerans oranında bir değişim olabilmektedir. Bu durumda toleransı düşük dirençler tercih etmek gerekir ki aldığımız direnç değerine yakın değerde olsun.

Örnek verecek olursak 250Ω bir direncin tolerans değeri %10 olsun. 250Ω direncin %10'u 25Ω yapar. Bu durumda bu direnç; 225Ω ile 275Ω arasında herhangi bir değerde olabilir.
250-25=225Ω
250+25=275Ω

Direnç Tanımı, Çeşitleri Nelerdir? Sabit, Ayarlı, Ortam Etkili Dirençler, Trimpot, Potansiyometre, Reosta, LDR, NTC, PTC, VDR

Dirençler elektrik akımına zorluk gösteren elektronik devre elemanlarıdır. Direnç değeri yüksek olursa içinden geçen akım değeri düşük olur. Bu olay Alman bilim adamı Ohm tarafından 1827 yılında bulunmuştur.

Direnç “R” harfi ile gösterilir, birimi ohmdur. Omega simgesi ile gösterilir (Ω).

Ohm Kanununa Göre: ( R=V/I ) Bir iletkenin iki ucu arasına 1 voltluk bir gerilim uygulandığında, bu iletkenden 1 amperlik akım geçerse bu iletkenin direnci 1 ohmdur.

Çeşitleri: 

Sabit dirençler, ayarlı dirençler, ortam etkili dirençler ve gerilim etkili dirençler olmak üzere dört başlık altında toplanır.

1. SABİT DİRENÇLER

Direnç değeri değişmeyen dirençlere sabit direnç denir. Hassasiyetleri yüksektir.

Sabit direnç çeşitleri:
* Telli Dirençler,
* Karbon Dirençler,
* Film Dirençler,
* Film Dirençler,
* Smd (Yüzey Montajlı) Dirençler
a) Telli Dirençler: Telli dirençler gerek sabit direnç, gerekse de ayarlanabilen direnç olmak üzere değişik güçlerde ve değerlerde üretilebilmektedir. Telli dirençlerde, sıcaklıkla direnç değerinin değişmemesi ve dayanıklı olması için nikel-krom, nikel-gümüş ve konstantan kullanılır. Telli dirençler genellikle seramik gövde üzerine iki katlı olarak sarılır. Üzeri neme ve darbeye karşı verniklidir. 10 Ω ile 100 KΩ arasında 30 W'a kadar üretilmektedir. Başlıca kullanım alanları; telekomünikasyon ve kontrol doğrultucularda kullanılır. Tellerin çift katlı sarılmasıyla endüksiyon etkisi kaldırılabildiğinden yüksek frekans devrelerinde tercih edilir. Küçük güçlülerde ısınmayla direnci değişmediğinden ölçü aletlerinin ayarında etalon (örnek) direnç kullanılır. Dezavantajları; direnç telinin kopması, çok yer kaplaması ve büyük güçlü olanlarının ısınması gibi dezavantajları vardır.

b) Karbon Dirençler: Karbon karışımı veya karbon direnç, toz hâlindeki karbon ve reçinenin ısıtılarak eritilmesi yolu ile elde edilir. Karışımdaki karbon oranı direncin değerini belirler. Büyüklüklerine göre ¼, ½, 1, 2, 3 W / 1Ω’dan 22 MΩ'a kadar değerlerde üretilir. Bu tür dirençlerin değer hassasiyetleri % 5-% 20 aralığındadır. Hâlen en yaygın kullanılan türdür.
c) Film Dirençler: İki tür film direnç vardır. İnce film dirençler ve kalın film dirençler. İnce film cam veya seramik silindirik bir çubuk üzerine "saf karbon", "nikel - karbon", "metal - cam tozu" karışımı "metal oksit" gibi değişik direnç sprey şeklinde püskürtülmesiyle elde edilir. Kalın film dirençler, seramik ve metal tozları karıştırılarak yapılır. Seramik ve metal tozu karışımı bir yapıştırıcı ile hamur hâline getirildikten sonra seramik bir gövdeye şerit hâlinde yapıştırılır ve fırında yüksek sıcaklıkta pişirilir. Yukarıda açıklanan yöntemle, hem sabit hem de ayarlı direnç yapılmaktadır. Film dirençler toleransı en küçük olan dirençlerdir. Yani, istenilen değer tam tutturulabilmektedir. Bu nedenle hassas direnç gerektiren elektronik devreler için çok önemli bir dirençtir. Ayrıca maksimum akımda bile değeri pek değişmemektedir. 

d) Entegre Dirençler: Çok sayıda direncin tek bir paket altına alınmasıyla elde edilen direnç türüdür. Bu nedenle entegre direnç veya sıra direnç olarak adlandırılır. Paket içindeki tüm dirençler birer ayaklarından ortak bağlıdır. Diğer ayaklar serbesttir. Bu tür dirençlerin en önemli özelliği tüm dirençlerin aynı değere sahip olmasıdır.

e) Smd (Yüzey Montajlı) Dirençler: Yüzey montaj teknolojisi (surface mount technology-SMT) yüzey montaj elemanlarını devre kartına doğrudan bağlamak için kullanılan teknolojidir. Delikler (through-hole technology) yardımıyla yapılan eski monte etme yöntemlerinden farklı bir şekilde bileşenler yüzeye monte edilir. Yüzey montaj aygıtları (surface mount devices-SMDs) hafif, ucuz, küçüktürler ve ayrıca devre kartı üzerinde birbirine yakın bir şekilde yerleştirilebilirler. Dirençler yüzey montaj teknolojisine uyumlu, en çok kullanılan analog devre elemanıdır.


22 Haziran 2017 Perşembe

Öğrenmeyi, Hatırlamayı ve Sınavlara Hazırlanmayı Kolaylaştıran Yöntem Feynman Tekniği


“Bir şeyi 6 yaşında bir çocuğa anlatamıyorsanız, siz de anlamamışsınız demektir”
Einstein

Feynman tekniği; yeni bilgiler öğrenirken ve bir şeyi hatırlamaya çalışırken ya da sınavlara hazırlanırken kullanabileceğiniz hızlı öğrenme ve hatırlama tekniğidir.

Feynman tekniği adını kuantum elektrodinamiği araştırmalarıyla tanınan ve 1965 yılında Nobel fizik ödülüne layık görülen ünlü fizikçi Richard Phillips Feynman (1918-1988) den almıştır.
İki tip bilgi vardır. Bir şeyin adını ve tanımını bilmeye yönelik olan bilgi ve o şeyi her yönüyle bilmeyi temel alan bilgi. Richard Phillips Feynman aralarındaki farkı şu çarpıcı anekdotta anlatır:
“Şu kuşu görüyor musun? Bu bir kahverengi gerdanlı ardıç kuşu, ona Almanya’da halzenfugel ve Çin’de ise chung ling deniyor. Ona verilen tüm bu adları bilsen bile yine de bu kuş hakkında hiçbir şey bilmiyor olursun. Bildiğin sadece insanlar hakkında bir şey olur, yani kuşa ne ad verdikleri. Şimdi bu kuş ötüyor, yavrularına uçmayı öğretiyor ve yazın ülkenin bir ucundan diğer ucuna kilometrelerce uçuyor ve kimse yolunu nasıl bulduğunu bilmiyor.”
Buradan da anlayabileceğiniz gibi bir şeyin adını ve tanımını bilmek onu anladığınız anlamına gelmez. Bir fikri gerçekten anlıyor musunuz yoksa bu fikrin tanımını biliyorsunuz, bunu sınamanın bir yolu var. Buna Feynman Tekniği deniyor.
Sizler de Feynman Tekniğini,
1. Gerçekten anlamadığınız konuları, fikirleri ve bilgileri anlamak için
2. Anladığınız fakat sınavlarda unuttuğunuz konuları, fikirleri ve bilgileri hatırlamak için
3. Sınav öncesi etkili bir çalışma yöntemi olarak kullanabilirsiniz. 
Bu yöntemi kullanarak bir fikri uzun yıllar hatırınızdan çıkmayacak şekilde, kısa sürede derinlemesine kavrayabileceksiniz.
Feynman Tekniğine şimdi bir göz atalım:
1. Adım: Konuyu Belirleyin
Boş bir kağıt alın. Öğrenmek istediğiniz konunun başlığını kağıdın en üstüne yazın.
2. Adım: Konuyu Bilmeyen Birine Anlatır gibi Anlatın 
Kağıdın geri kalanına konuyu hiç bilmeyen birine anlatıyormuşçasına, mümkün olduğunca karmaşık ifadeler kullanmaktan kaçınarak öğrendiklerinizi yazın. Bir çocuğun bile anlayabileceği kadar basit bir dil kullandığınızda kendinizi de konuyu daha derin bir seviyede anlamaya ve konular arasındaki ilişki ve bağlantıları basitleştirmeye zorlamış olursunuz. Aynı zamanda yazdığınızı sesli olarak tekrar etmek çok daha etkili olacaktır.
3. Adım: Takıldığınız Noktada, Kaynağa Geri Dönün
2. adımda hatırlamakta ya da anlatmakta zorlandığınız yerler olduğunu fark ettiğinizde konu hakkında çalıştığınız kaynaklara geri dönün. Öğrendiklerinizi kağıda aktarabilecek hâle gelinceye kadar tekrar tekrar okuyun ve çalışın. Sözgelimi biyolojiden yazılınız var ve evrimi basit cümlelerle açıklamakta zorlanıyorsunuz. Biyoloji kitabınızı açın ve evrimle ilgili kısmı yeniden okuyun. Şimdi kitabı kapatın ve yeni bir boş kağıt alarak öğrenmiş olduklarınızı yazın. Bu aşamayı sorunsuzca hâlletiyseniz, asıl çalışma kağıdınıza dönerek çalışmaya devam edebilirsiniz.
4. Adım: Basitleştirin ve Benzerlikler Kurun 
Artık kağıda döktüklerimizi gözden geçirebiliriz. Einstein’ın “Bir şeyi 6 yaşında bir çocuğa anlatamıyorsanız, siz de anlamamışsınız demektir” sözünden de anlayabileceğimiz gibi karmaşık bir jargon kullanıp kafa karıştırıcı açıklamalar yapmak yerine, dilimizi basitleştirmek ve benzerlikler kurmak anlamayı kolaylaştıracaktır. Opsiyonel olarak: 6 yaşında birini bulup, öğrendiklerinizi ona anlatmayı deneyin. Sorunsuz bir şekilde anlıyorsa, siz de gerçekten anlamışsınız demektir.
Bu harika yöntem yalnızca öğrenmeyi ve hatırlamayı kolaylaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda farklı düşünme şekillerine pencere açarak fikirleri baştan aşağı yeniden inşa etmemizi sağlıyor. Fikir ve konuları daha derinden anlamamızı kolaylaştırıyor. Hepsinden önemlisi, sorunlara bu şekilde yaklaşarak, ne konuştukları hakkında en küçük bir fikri bile olmayanları anlamamızı sağlıyor.

Feynman Tekniğinin Yararları Nelerdir?

Bu teknik kendi eksiğinizi görmenizi ve tam olarak anlamadığınız konuları fark edip bu konuları gözden geçirerek etkili bir biçimde kavramanızı sağlar. Feynman tekniğinin etkili olmasındaki sırrın konuyu hiçbir şey bilmeyen birine anlatır gibi anlatmak ve bu şekilde çalışmak olduğu söyleniyor. Bu sayede öğrenmek istediğiniz konuyu kısa bir zaman içerisinde öğrenmeniz mümkündür.

20 Haziran 2017 Salı

Prens ve Prensesler Zor Durumda - Anne ve Babalara İhtar - 1980 Sonu ve Sonrasında Doğanlar

ANNE VE BABALARA İHTAR,
Prens ve prensesler zor durumda...
80'lerin sonundan itibaren doğan çocukların hemen hepsi birer prens ya da prenses.
2000'lerde durum daha vahim!!
Ve onlar şimdilerde çok zor durumda…


Çocukluk yıllarında bir dedikleri iki edilmeyen, imkânlar zorlanarak tüm istekleri gerçekleştirilen, evde en küçük bir sorumluluk verilmeden büyütülen, kendilerine arkadaş gibi davranmaya çalışan ebeveynlerini, her an estirebilecekleri terörle hazırolda bekleten gençler onlar.
Kendilerine, ‘Prensim,’ ’Prensesim,' ‘Paşam’ diye hitap edilmiş hep…
Aileleri tarafından soylu ilan edilen bu gençler; gerçek birer prens ve prenses olduklarına inandırılmışlar.
Dünyanın hep istedikleri gibi döneceğini sanmışlar!
Anne-babalarının gerçekleşmemiş düşlerini hayata geçirebilmek için o kurstan bu kursa koşturulurlarken, aslında ne müziğin ne de sporun tadına varabilmişler.
Sanatsal derinlikleri çok az.
Estetik kaygıları, nasıl göründükleriyle sınırlı çoğunun.
Dikkatleri dağınık, iç disiplinleri neredeyse hiç yok.
Bilgisayar ve telefon teknolojisinin gelişimiyle doğru orantılı olarak, iletişim ve ilişki kurma becerileri zayıf...
Sıklıkla yaşadıkları toplumun sorunlarına duyarsızlar!
Eğitim-meslek seçimleri ve çalışma yaşamından beklentileri, kısa yoldan para kazanmaya dayalı büyük çoğunluğunun.
Yaşları yirmilere yaklaştığında ve okul bittiğindeyse, kötü bir kâbusla uyanıyorlar!
Vahşi kapitalist ekonomik model, onların feodal unvanlarını tanımıyor!
Mezun olur olmaz iyi maaşlarla üst düzey yönetici olmayı hayal ederken, zorlukla buldukları işler için, ailelerinin bir ayda kendileri için harcadığı paranın yarısı bile olmayan maaşlar teklif edildiğinde ilk şoku yaşıyorlar!
Sıkıcı bir iş için düşük bir ücret karşılığı tüm zamanlarını isteyen işyerleri, nazlarını çekmeyen şefler-patronlar, en acımasız dedikodularla ruhlarını paralayan iş arkadaşları, prens ve prenses unvanlarının hayatta hiç bir karşılığı olmadığı gerçeğini en acı biçimde yüzlerine vuruyor.
Ebeveynlerinin onları her tür sorundan kurtarmasına öyle alışıklar ki, zorluklarla başa çıkacak iç donanımları çoğunda hiç gelişmemiş.
Düş kırıklığı ve anlam boşluğunun kaçınılmaz sonucu olarak kaygılı ve mutsuzlar.
Şimdiden, antidepresan kullanıyor bazıları…
Endişeli ve depresif ruh hallerinin çözümünde doğal tedaviler için başvurduklarında, sorunun bir hastalık değil, benlik ve yaşam algısı sorunu olduğunu söylediğimde çok şaşırıyorlar.
Hayatın değil, kendilerinin değişmesi gerekiyor!
Hayat ancak, kendileri değişirse değişebilir çünkü!
Emekle, sabırla ve zamanla…
Elbette yalnızca bu gençler değil değişmesi gereken; tüketim kültürünün egemen olduğu bir dünyada, mutluluğun ‘’sahip olmak’’ olduğunu sanan aileler de değişmeli, hem de öncelikle!
En büyük mutlulukların öğrenmekle, gelişmekle, kurulan içten ve derin ilişkilerle, emekle yaratılan eserlerle yaşanabileceğini, amaçsız bir yaşamın, iyi bir yaşam olmayacağını kavrayarak, kendileri de örnek hale gelerek gerçekleştirmeliler bu değişimi.
İşte ancak o zaman, tacı zorla elinden alınan sahte prens ve prensesler değil, dünyayı iyi bir yer yapma konusunda sorumlu ve bilinçli, asil ruhlu gençler yetiştirebilirler!
Doç. Dr. Şafak Nakajima

17 Haziran 2017 Cumartesi

Normal Bisikleti Elektrikli Bisiklete Çeviren Tekerlek GeoOrbital


Normal bisikletinizin sadece ön tekerleğini GeoOrbital tekerlek ile değiştirerek elektrikli bisiklete çevirebilirsiniz. 

Patent onayı bekleyen GeoOrbital tekerlek, TRON motosikletlerindeki sistemle aynı olarak, bisikletinizin ön tekerinin değişmesiyle, sizlere elektrikli bisiklet deneyimini sunuyor.

Hiçbir ekipman olmadan, 60 saniyede kolayca takılan tekerlek, neredeyse bütün yetişkin bisikletler ile uyumlu.
262829 inç ve 700C jant ile uyumlu ürün, içinde 36V 500W DC motora sahip. 36V 6A değiştirilebilir lityum iyon bataryası 3 saatte şarj olup, hiç pedal çevirmeden sizi 20 km götürebiliyor.
Pedal çevrilmesi halinde ise 50 km yol yapabilen tekerleğin ağırlığı 7 kg.
Bazen hızlanmak için, bazen yorulduğunuzda devreye girmesi için, bazen de yüksek bayırları çıkarken zorlanmamak için ideal olan elektrikli bisikletler, böylece sizin kişisel bisikletinize geliyor.
Ayrıca GeoOrbital kullanan bisikletler, normal bisiklet sayıldığından hiçbir izin ya da sigorta almak gerekmiyor.
Her hava şartı altında çok iyi performans sağlayan GeoOrbital tekerlek, içi dolu köpük yapıda olduğundan, patlama ya da yırtılma durumlarından etkilenmiyor.
Tekerlek üzerindeki USB çıkış, bisiklet ışıklarını, hoparlörü kontrol ederken, telefonları şarj etmeye de yarıyor. Eğer batarya sökülürse, teknik olarak elinize bir powerbank geçmiş oluyor.
Kickstarter’da 75 bin dolar hedefi olan proje için şimdiden 196 bin dolar toplamış durumda. GeoOrbital tekerleği satın almak için yapılması gereken minimum bağış ise 499 dolar.
Shiftdelete

12 Haziran 2017 Pazartesi

Akıllı Lambalar Bluetooth, Wi-Fi ve Hoparlörlü LED Lambalar Hakkında Bilgi


Günümüzde teknolojinin ilerlemesi ile beraber tek bir özelliği ile bildiğimiz cihazlara pek çok farklı özellikler eklenmektedir. Bu durumu en net cep telefonlarında görmekteyiz. Cep telefonları günümüzde telefon görüşmeleri dışında saat, fotoğraf makinesi, bilgisayar, alarm, radyo, el feneri ve aklımıza gelmedik pek çok özelliği barındırmaktadır.

Sadece ışık vermesine alıştığımız lambalar özellikle LED ürünlerin gelişmesi ile beraber pek çok yeni özellikler kazanmaya başladı. Akıllı telefon kavramından sonra akıllı lamba kavramıyla da tanıştık. Akıllı LED lambalar uzaktan kumanda ile veya cep telefonuna yüklenen bir uygulama ile bluetooth veya wi-fi üzerinden kontrol edilebilmektedir.

Hoparlör bulunan LED lambalar ile cep telefonundan dinlediğiniz müziği LED lamba üzerinde bulunan hoparlör üzerinden kablosuz olarak bulunduğunuz ortama verebilirsiniz.

Akıllı LED lambalarda renk değiştirme özelliği de bulunmaktadır. Uzaktan kumanda veya cep telefonu uygulamasıyla lambanın rengini istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.

Akıllı LED lambaları ilk çalıştırma sırasında cep telefonuza bluetooth üzerinden tanıttıktan sonra uygulama üzerinden hoparlör ve renk değiştirme özelliğini kullanabilirsiniz. Henüz biraz pahalı olan ürünler önümüzdeki günlerde ucuzlayacaktır. Her akıllı lambada hoparlör bulunmayabilir, alırken dikkat ediniz.

11 Haziran 2017 Pazar

Üç Evlat - Çocuk Yetiştirme İle İlgili Güzel Bir Hikaye


Bir köyde üç kadın çeşme başında toplanmışlar ve kendi aralarında konuşmaya başlamışlar. Az ötede de ihtiyarın biri oturmuş ve kadınların çocuklarını methetmelerini, övmelerini dinliyormuş.

Kadınlardan biri: 

- Benim oğlum çok marifetlidir. Hiç kimse bu konuda onunla boy ölçüşemez... Tam bir cambazdır. İp üzerinde yürüse, taklalar atsa da bir görseniz. - demiş

Diğer kadın heyecanla atılarak:

- Benim oğlumda çok marifetlidir. Tıpkı bir bülbül gibi şarkı söyler. Yeryüzünde hiç kimsenin böyle güzel bir sesi yoktur. Allah vergisi bu... - demiş.

Üçüncü kadın susup duruyormuş. Diğerleri sormuşlar: 

- Sen çocuğunu niye övmüyorsun? Nesi var ki? - demişler 

-Çocuğumun çok üstün bir tarafı yok ki... Ne diye durup dururken öveyim onu. - diye cevap vermiş.

Kadınlar kovalarını doldurup yola koyulmuşlar. İhtiyar adam da peşleri sıra yürümeye başlamış. Kadınlar ağır kovaları taşımakta güçlük çektikleri için ara sıra duruyor ve dinleniyorlarmış. Sırtları ağrı içindeymiş ve çok yorulmuşlar. Bu sırada çocukları onları karşılamaya gelmiş.

Birinci çocuk hemen elleri üzerinde havaya kalkmış, çeşitli marifetler göstermiş. Kadınlar çocuğun bu marifetlerini övmeye başlamışlar.

-Aman ne kabiliyetli çocuk!.. Helal olsun... Vayy be...

İkinci çocuk bülbül gibi bir sesle öyle güzel şarkılar söylemiş ki, kadınların gözleri yaşlarla dolu hayranlıkla dinlemişler... Kadınlar çocuğun bu marifetini övmeye başlamışlar.

-Aman ne kabiliyetli çocuk!.. Helal olsun... Vayy be...

Üçüncü çocuk koşarak gelmiş, annesinin elinden kovayı almış ve eve kadar taşımaya başlamış. 

Kadınlar  ihtiyara dönüp: 


- Bizim çocuklarımız hakkında ne diyorsun, - demişler. 

İhtiyar şaşkınlıkla: 

- Çocuklarınız mı? Dedimiş. Onları bilmem. Yalnız biri vardı, annesinin elinden kovayı alıp eve taşıdı. Onu çok beğendim... - demiş.

Kabiliyetli olduğu kadar iyi ve hayırlı evlatlar yetiştirme dileğiyle....

Postayla Gelen Deniz Kabuğu (Behiç Ak) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi

Kitabın Adı: Postayla Gelen Deniz Kabuğu Kitabın Yazarı:  Behiç Ak Kitap Hakkında Bilgi: Dijital dünyanın labirentlerinden çıkış mümkün mü?...