22 Mayıs 2024 Çarşamba

Türkiye Termik Santrallerde Kömürden Elektrik Üreteminde Avrupa Lideri Oldu


Türkiye Termik Santrallerde Kömürden Elektrik Üreteminde Avrupa Lideri Oldu

Enerji düşünce kuruluşu Ember'in açıkladığı verilere göre, Türkiye 2024 yılının ilk çeyreğinde Almanya ve Polonya'yı geride bırakarak kömürden elektrik üretiminde Avrupa'nın lideri oldu.

Türkiye, nisan ayındaki 36 teravat saatlik (TWh) kömür yakıtlı elektrik üretimi ile hem Almanya hem de Avrupa'nın üçüncü en büyük kömür kullanıcısı olan Polonya'yı geride bırakarak geçti. Aynı dönemde Almanya'daki kamu kuruluşlarının kömür yakıtlı elektrik üretimi 34,6 TWh, Polonya'nın ise 31,3 TWh oldu.

Ocak-Nisan 2024 döneminde Türkiye'nin kömür yakıtlı santrallerinden kaynaklanan toplam karbondioksit (CO2) emisyonu 36 milyon metrik tonun biraz üzerinde gerçekleşti. Bu karbondioksit (CO2) emisyonu Almanya'daki santrallerin saldığı 35,8 milyon tonu ve Polonya'daki kömürlü termik santrallerin saldığı 32,2 milyon tonu geçti.

Almanya ve Polonya kömür kullanımını azaltıyor

Türkiye'nin bölgesel kömür sıralamasındaki yükselişinin ana nedeni, Ocak-Nisan 2024 döneminde Almanya'nın kömür kullanımındaki keskin düşüş oldu. Almanya'daki 2023'ün aynı dönemine kıyasla %32'den de fazla azalma meydana geldi.

Türkiye'nin kömür yakıtlı üretim toplamı, 2023'ün aynı aylarına kıyasla yaklaşık %3 daha az olmasına rağmen, Almanya'yı geride bırakmış oldu.

Almanya ve Polonya'nın 2024 nisan ayına kadar kömür yakıtlı üretimi, 2019'un aynı aylarına göre sırasıyla %42 ve %19,4 azaldı. Kuzey Avrupa ekonomilerinde son beş yılda elektrik üretiminde kömür kullanımını azaltmaya yönelik sürekli bir çabalar bunda etkili oldu.

Almanya, Polonya ile kuzey ve batı Avrupa'daki diğer zengin ekonomilerde temiz enerji üretim kapasitesinin son zamanlarda hızla artması, kömürün bu enerji sistemlerindeki statüsünün azalmasında etkili oldu.

Ember'in açıkladığı verilere göre, 2022 ve 2023 yılları arasında temiz enerji üretim kapasitesi Almanya'da %9, Polonya'da %21,4, Hollanda'da %21, İtalya'da %9,6 ve İspanya'da %8 oranında arttı. Bu artış kısmen fosil yakıtlardan enerji dönüşüm çabalarına yardımcı olmak için tasarlanan büyük devlet sübvansiyonları sayesinde gerçekleşti.

Buna karşılık, artan bütçe açığının sübvansiyon harcamalarını kısıtladığı Türkiye'deki temiz üretim kapasitesi 2022'den 2023'e %4,5 oranında arttı.

Çekya %1,1 , Romanya %1,4 ve Sırbistan'da %3,6 da 2023 yılında temiz üretim kapasitesindeki artış sınırlı kaldı. Bu durum Avrupa bölgesindeki zengin ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki temiz enerji geliştirme farkının arttığını gösteriyor.

Temiz enerji üretim kapasitesindeki yavaş büyümeye ek olarak Türkiye, Çekya ve Sırbistan, Bulgaristan enerji sistemlerinde Avrupa çapında kömüre en bağımlı ülkeler olmaya devam etti.

2024'ün ilk dört ayında kömür, Türkiye'deki toplam elektrik üretiminin ortalama %34'ünü, Çekya'da %35'ini, Bulgaristan'da yaklaşık %30'unu ve Sırbistan'da %9'unu oluşturdu.

Bu ortalamalar Almanya'da %21, Avrupa genelinde ise %13 civarında gerçekleşti.

Türkiye'de elektrik üretiminde kömüre bağımlılığın nedenleri neler?

Türkiye'nin kömüre olan bağımlılığının, ülkenin ekonomik büyüme hızıyla paralel şekilde arttığı görülmektedir.

Uluslararası Para Fonu'nun verilerine göre, Türkiye'nin reel gayrisafi yurtiçi hasılasının 2019-2024 yılları arasında yılda ortalama %4,5 oranında büyüyeceği tahmin ediliyor.

Bu büyüme hızı Avrupa ortalamasından 3,5 kat, küresel ortalamadan ise yaklaşık 1,6 kat daha fazla ve ülkenin toplam enerji ihtiyacının da benzer ölçüde arttığı anlamına geliyor.

Kuraklık nedeniyle hidroelektrik barajlarından elde edilen yerel üretimde son zamanlarda yaşanan düşüşler de kömür enerjisine olan ihtiyacı artırıyor. Bu da Türkiye'nin kömür ithalatına yansıyor.

17 Mayıs 2024 Cuma

Sokak ve Cadde Aydınlatmasında LED dönüşümü Ne Kadar Tasarruf Sağlayacak


Sokak ve Cadde Aydınlatmasında LED dönüşümü Ne Kadar Tasarruf Sağlayacak

Türkiye'de sokak ve caddelerde genel aydınlatmada yapılacak LED dönüşümünün, yaklaşık 1.000.000 konutun yıllık elektrik tüketimi kadar tasarruf sağlayabileceği söyleniyor.

LED dönüşümü, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in açıkladığı "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi"nde enerji tasarrufu da öncelikli alanlar arasında yer alıyor.

2024 yılında sokak ve cadde aydınlatması için öngörülen ödeneğin 35 milyar lira olduğu, LED dönüşümünün hızlandırılmasının ciddi tasarruf sağlayabileceğini ifade edildi.

Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da genel aydınlatmada 2030'a kadar 1,2 milyon LED armatür kullanımının sağlanacağı, bunun için elektrik dağıtım şirketleri ve yerel yönetimlerle koordineli çalışılacağı bildirildi.

Türkiye, enerji verimliliği konusunda elde edilen kazanımları Türkiye Yüzyılı'nda daha ileriye taşımak amacıyla Enerji Verimliliği 2030 Stratejisi ve 2024-2030 dönemini kapsayan II. UEVEP'yi ise bu yıl uygulamaya başladı. Bu dönemde de genel aydınlatmada verimliliğin artırılması amacıyla LED kullanımının yaygınlaştırılması hedefleniyor.

LED dönüşümüyle sağlanabilecek tasarruf miktarı yıllık yaklaşık 2,2 milyar kilovatsaat olarak hesaplanırken, bu da yaklaşık 1.000.000 konutun yıllık elektrik tüketimine karşılık geliyor. Bu yıl LED armatürlü genel aydınlatma tesisi sayısının 160 bine ulaşması planlanıyor.

LED armatürlü aydınlatma tesislerinde %42 ila 74 tasarruf potansiyeli bulunuyor. Tasarruf edilecek miktarın parasal değeri, enerji fiyatlarına göre değişim gösteriyor. LED dönüşüm ile sağlanabilecek tasarrufu ortaya koymak için genel aydınlatmalardaki toplam tüketim değeri üzerinden hesap edilebilir. 2023 yılında genel aydınlatmalarda 5 milyar kilovatsaat düzeyinde elektrik tüketildiği biliniyor. LED dönüşümü ile genel aydınlatmalarda %40'ın üzerinde tasarruf sağlanabilecek.

15 Mayıs 2024 Çarşamba

Gölet ve Baraj Yüzeylerine Güneş Enerjisi Sanrali GES Kurulumu Yaparak Elektrik Enerjisi Üretimi


Gölet ve Baraj Yüzeylerine Güneş Enerjisi Sanrali GES Kurulumu Yaparak Elektrik Enerjisi Üretimi

Türkiye'de içme suyu için kullanılmayan 944 baraj bulunmaktadır. Bu barajlar 5.300 kilometrekare rezervuar yüzey alanına sahiptir. Bu yüzey alanının %10'unda yüzer Güneş Enerjisi Santrali - GES kurulması Türkiye'nin elektrik enerjisi ihtiyacının dörtte birini karşılayacak bir üretim kapasitesine sahip olarak görülüyor.

11 Mayıs'ta yürürlüğe giren ve enerji alanında yapılan düzenlemeleri içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilmesine olanak sağlıyor.

Söz konusu baraj yüzey alanlarında Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne veya sulama birliklerine ait tarımsal sulama amaçlı tesislerin elektrik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi kurulabiliyor.

Yüzer güneş enerjisi santralleri (GES), saha tipi güneş enerjisi santralleri kurulumuna bazı avantaj ve kolaylık sağlıyor. Yüzer GES'lerin üzerinde bulunduğu su bu santrallerin periyodik olarak soğumasına yardımcı oluyor ve panel verimliliğini artırıyor. Karasal GES'lere göre %10 daha verimli çalışan yüzer GES'ler, atıl durumdaki rezervuar yüzey alanlarının değerlendirilmesini ve ekonomiye kazandırılmasını sağlıyor. Yüzer GES'ler içme suyu maksatlı barajlar haricinde tüm baraj rezervuarlarında kurulabiliyor.

Türkiye'de içme suyu amacı taşımayan işletme halindeki 944 baraj, 5 bin 300 kilometrekare gibi çok geniş bir rezervuar yüzey alanına sahip bulunuyor. Bu yüzey alanının %10'unda yüzer GES kurulumu yapılması durumunda, 53.000 megavat kurulu güçle yıllık 79.500.000.000 kilovatsaat elektrik enerjisi üretimi yapılabileceği öngörülüyor. Bu da Türkiye'nin elektrik enerjisi ihtiyacının yaklaşık dörtte birine karşılık geliyor.

Yüzer GES'ler sayesinde barajlardaki suyun buharlaşması önlenerek yıllık 540 milyon metreküp suyun tasarruf edileceği tahmin ediliyor. Atmosfere salınacak karbondioksit miktarının da 51 milyon tondan fazla azalacağı hesaplanıyor. Türkiye'de bulunan göl ve göletler de dahil edildiğinde yüzer GES potansiyelinin ifade edilen; miktarların çok daha üstüne çıkacağı tahmin ediliyor.

Türkiye'nin milli enerji politikalarına önemli katkı sunacak olan yüzer GES'lerin Türkiye'de içme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile kıyı kanunu kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç deniz, baraj ve göletlerde santral kurulabilecek yaklaşık 80 Gigavatlık yüzer GES potansiyeli bulunduğu bildiriliyor.

Karasal GES'lerde sıcaklık artışının enerji üretiminde kayıp oranını artırdığına dikkati çekenuzmanlar yüzer GES uygulamalarında su, fotovoltaik hücrelerde doğal soğutma yaparak enerji verimliliğine katkı sunduğunu bildirdi. Ayrıca, yüzer GES'lerde toz ve kirlenme oranının çok düşük olması enerji üretiminde verimliliğe önemli fayda sağlıyor. Bu santraller, aynı zamanda hidroelektrik santrali üzerinde kurulduğu için hidrolik sisteme yardımcı kaynak olarak önemli katkı sunuyor. Gün içerisinde elektriğin yoğun tüketildiği saatlerde, yüzer GES'lerden elektrik üretimi hidroelektrik enerjisinden tasarruf sağlayabilecek.

Yüzer paneller hidroelektrik santraller için hibrit çözümler sunuyor. Baraj suyu üzerindeki enerji üreten güneş panelleri suyun buharlaşma oranını da azaltıyor. Hibrit sistemler, sadece enerji üretimini artırmakla kalmıyor aynı zamanda su kaybını da azaltarak su yönetimine katkıda bulunuyor.

Türkiye'de yüzer GES'lerin kurulması için en uygun bölgelerin ışınım oranı ve güneşlenme süresi en yüksek yerler olan Güneydoğu Anadolu Bölgesi görülüyor. Bu bölge Türkiye genelinde ışınım ve güneşlenme süresi bakımından üst düzey seviyededir. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde; ayrıca çok sayıda baraj ve göletin bulunması nedeniyle yatırım için ideal bir konumda bulunuyor. Bu şekilde, verimli arazilerin heba olması da engellenmiş olacaktır.

Yürürlüğe giren kanunla belediyeler göllerde lisanssız yatırım yapabilecek. Birçok belediyenin sınırlarında sulama amaçlı göller mevcut. Hem buharlaşmanın önüne geçilmesi hem de enerji iletimindeki kayıplar açısından büyük bir fırsat ortaya çıkıyor. Sektör olarak GES kurulumunda yeni alanlar ve fırsatlar ortaya çıkıyor.

Lisanssız elektrik üretiminde güneş enerjisinden üretimin payının %90'lara ulaşmaktadır. Türkiye'deki yüzer GES'ler bu rakamı daha da artıracaktır.

Yüzer GES'lerin sabitleneceği alanda rüzgar etkisinin iyi hesaplanması gerekmektedir. Özellikle şiddetli bir rüzgarda deforme olmadan bütünlüğünü kaybetmemelidir. Bu GES'ler, su yüzeyinde durabilme kabiliyeti olan ekipmanlarla kurulacağı için alt yapının çok dikkatli uygulanması gerekmektedir.

26 Nisan 2024 Cuma

Şık (Hüseyin Rahmi Gürpınar) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi


Kitabın Adı: Şık

Kitabın Yazarı: Hüseyin Rahmi Gürpınar

Kitap Hakkında Bilgi:

Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın bu eseri Osmanlı'nın son dönemindeki İstanbul'un adeta fotoğrafını çekiyor. O dönemde pek çok örneğine rastlanabilen "şık" karakteri Gürpınar'ın bu romanı ile ölümsüzleşiyor. Bugün için başını otobüste, yolda, işte, evde, misafirlikte telefon ekranından ayırmayan tipler nasıl birer karikatür malzemesi ise Şöhret Şatırzade de bir dönemin karikatür tipi olarak karşımıza çıkıyor. Bu bakımdan Şık romanı hem gülünecek hem de acınacak bir tip üzerinden yazıldığı zamana şahitlik ediyor. (Tanıtım Bülteninden)

Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Şık isimli romanında Tanzimat dönemi edebiyatçılarının çoğunda olduğu gibi yanlış batılılaşma ve Avrupa özentisi baskın tema olarak işlenmiştir. Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Şık isimli bu eserinde geleneksel değerlerden saparak bilinçsiz bir şekilde batılılaşma hevesinin insanları düşürmüş olduğu komik durumlara dikkat çekilmektedir.

Kitabın Konusu:

Kitap, gösteriş ve lükse düşkün, Avrupai yaşama özenen ve zarif giyinen Şatırzade Şöhret Bey’in hayatını konu edinmiştir. 

Kitabın Özeti:

Maşuk Bey: Şöhret Bey’in yakın arkadaşıdır. Kendisi gibi alafrangalık özentisi içinde olan bir adamdır. Madam Adel: Maşuk Bey’in beraber olduğu yabancı bir kadındır. Emeğini alın teri ile kazanmaya çalışan bir karakterdir. 

Şatırzade Şöhret Bey, giyim kuşamına ve görünüme önem veren lüks düşkünü biridir. Avrupa tarzına düşkün ve zarif giyinen Şatırzade Şöhret Bey’in Madam Potiş adında bir kadınla ilişkisi vardır. Şatırzade Şöhret Bey’in metresi olan Madam Potiş Fransız asıllı bir kadındır. Ahlaksız ve edepsiz bir kadın olan Madam Potiş saf bir karaktere sahip olan Şatırzade Şöhret Bey’i parmağında oynatarak neyi var neyi yoksa satmasına sebebiyet verir. Kadınlığını kullanarak Şatırzade Şöhret Bey’i kullanmaya çalışmaktadır. Şatırzade Şöhret Bey parasını metresi Madam Potiş'e yetiştiremediği için annesinin elmaslarını çalmaya başlar. 

Şatırzade Şöhret Bey, metresi Madam Potiş ve Drol adlı köpekleriyle sokakta dolaşırken Drol bir lokantada tabaklara saldırıp etrafa dağılıtır. Şatırzade Şöhret Bey lokantada dövülür. Yaptığı kepazeliklerden dolayı Şatırzade Şöhret Bey'in etrafındaki insalar kendisinden uzaklaşır. Metresi Madam Potiş tarafından da terk edilir. Şatırzade Şöhret Bey, yakın arkadaşı Müştak Bey’in evine sığınır. 

Müştak Bey’in evinde bir gece eğlencesi sırasında çeşitli etkinlikler gerçekleştirilir. Şatırzade Şöhret Bey, genç olduğunu düşündüğü yaşlı bir kadına yaklaşmaya çalışır. Gece olunca kadın Şatırzade Şöhret Bey’in odasına gelir ve ortalığı dağıtır. Bunun üzerine Şatırzade Şöhret Bey arkadaşı Müştak Bey’in evinden sokağa atılır. Müştak Bey’in evindeki kişilere ait bazı eşyaların kaybolduğu anlaşılır. Ertesi gün eşyaları çaldığı düşünülen Şatırzade Şöhret Bey ve metresi Madam Potiş tutuklanır. 

Matilda (Roald Dahl) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi


Kitabın Adı: Matilda

Kitabın Yazarı: Roald Dahl

Kitap Hakkında Bilgi:

Matilda

Dünyanın en çok sevilen çocuk yazarlarından biri olan Ronald Dahl, yine eğlenceli bir hikaye ile çocukların gönlünde taht kuruyor. Yazarın 1988 yılında yayınladığı Matilda, minik okurlarına iyi ile kötünün farkını akılda kalıcı bir kurgu ile öğretiyor. Çocuklara kazandırdığı örnek davranışlar bakımından oldukça yararlı bulunan eser, küçük okurların bir çırpıda bitirebilecekleri sürükleyici bir anlatımla daha da güçleniyor.

Kitap okuma, araştırma yapma ve öğrenme tutkusuyla yanıp tutuşan minik kahraman Matilda, çocuklarınızın oldukça sevdiği bir karaktere dönüşecek. Hem eğitici hem de eğlenceli bir armağan ile çocuğunuzu mutlu etmek istiyorsanız, bu kitap sizin için çok doğru bir seçim olacak. Öyle ki Matilda’nın zekası, yetenekleri ve başından geçen komik olaylar karşısında küçük okurlar, bu kitabı ellerinden bırakamayacak!

Matilda’yı Tanımaya Hazır mısınız?

Henüz üç yaşındayken gazete ve dergileri inceleyerek okumayı öğrenen Matilda, çok zeki bir kız çocuğu olarak anlatılır. Okumayı çok seven Matilda, dört yaşına girdiğinde kasabadaki kütüphanede yer alan kitapların tümünü okuyup bitirir. Ayrıca Matilda, kendisinde sonradan keşfedeceği inanılmaz bir yeteneğe de sahiptir.

Matilda, ailesinin onun bu kadar çok okumasını istememesinden dolayı oldukça mutsuzdur. Öte yandan ailenin işleri de dolandırıcılık üzerine kuruludur. Babası, ikinci el otomobilleri değerinin çok üzerinde fiyata satarak geçimini sürdürür. Matilda ise bu durumdan son derece rahatsızdır. Çünkü ona göre bu, ahlak ve erdemden yoksun kötü bir davranıştır.

Matilda, babasının işi karşısında onunla oynayacak ve hikaye boyunca dersler vermeye çalışacaktır. Diğer taraftan eğitim yaşı gelen Matilda, nihayet okula başlar. Ancak burada da kötü olaylar peşini bırakmaz. Zira okuldaki başöğretmen Bayan Trunchbull, korkunç bir karakterdir. Matilda’nın bu kişiyle de başa çıkması gerekecektir. Son olarak okulda bir de Bayan Honey vardır. Matilda’nın sınıf öğretmeni olan Bayan Honey çok iyi bir karakterdir. Matilda’nın özel bir öğrenci olduğunun farkına varan Bayan Honey, onunla mükemmel bir ilişki kuracaktır.

Kitabın Konusu:

Oldukça kötü ebeveynlere sahip olan küçük Matilda, üstün zekâsı ve olağanüstü güçleri sayesinde yanlış davranışlar sergileyen yetişkinlere hak ettikleri dersi veren sıra dışı bir çocuktur. Kitapta; okumayı seven, becerikli, yetenekli, zeki bir kız olan Matilda'nın hikayesi anlatılmaktadır. 

Kitabın Özeti:

Matilda, kitap okumayı çok seven, çok zeki ve sıra dışı bir kızdır. Aynı zamanda Matilda son derece becerikli, yetenekli, iyi niyetli ve haksızlığa asla tahammülü olmayan bir kişidir. Matilda, üç yaşındayken evdeki gazete ve dergileri inceleyerek kendi kendine okumayı öğrenmiştir. Dört yaşına geldiğinde Matilda köy kütüphanesindeki bütün kitapları bir çırpıda bitirmiştir. Matilda, zeki olmasının yanı sıra, sıra dışı yeteneklerini 5,5 yaşında keşfetmeye başlar. 

Ailesi Matilda'yı pek umursamamaktadır. Matilda'yı anne ve babası işe yaramaz bir baş belası olarak görmektedir. Matilda’nın anne ve babası olan Bay ve Bayan Wormwood yasa dışı şeyler yapmaktadırlar. Çocuklarına bakmayı kendilerine yük olarak görmektedirler. Matilda, televizyon izleyerek vakit geçiren ve insanları aldatarak para kazanmakla meşgul olan anne babasını cezalandırmaya karar verir. 

Matilda'nın öğretmeni olan Bayan Honey iyi ve kibar bir kadındır. Matilda'nın zekası ve yeteneklerinden çok etkilenmiştir. Okulun müdiresi olan Bayan Trunchbull son derece korkunç, düşüncesiz ve zalim bir kadındır. Matilda’yı sürekli cezalandırmaktadır. 

Matilda, çevresindeki tüm olumsuzluklara rağmen iyi bir insan olmaktan asla vazgeçmez. Oldukça masum olmasına rağmen yapılan haksızlıklar karşısında kayıtsız kalamaz ve çok öfkelenir. Karşılaştığı olumsuz durumların ardından adaleti sağlamak için bir planlar yapar ve harekete geçer. Matilda’nın planları işe yarar ve Bayan Trunchbull okulu bırakmaya karar verir. 

Matilda’nın annesi ve babası, polisten kaçmak için tüm ailesiyle birlikte yurt dışına gider. Matilda, kendisine çok iyi bakan öğretmeni Bayan Honey'in yanında kalır. 

18 Nisan 2024 Perşembe

Voltpost Firması Sokaklardaki Elektrik Direklerini Şarj İstasyonuna Dönüştürecek


Voltpost Firması Sokaklardaki Elektrik Direklerini Şarj İstasyonuna Dönüştürecek

Voltpost Firması sokaklardaki elektrik direklerini şarj istasyonuna dönüştürecek ve elektrikli otomobillerin şarj sorununa çözüm üretecek cihazını tanıtı. Voltpost tarafından geliştirilen cihaz, sokaklardaki elektrik direklerini 2. seviye AC şarj istasyonlarına çevirecek.

Elektrikli otomobillerin önündeki en temel sorunlardan biri şarj istasyonlarının yetersizliği ve her yerde sık olarak bulunamaması olarak gösteriliyor. Aslında elektrikli araçları şarj etmek için illa şarj istasyonu kullanmak gerekmiyor. Evlerde, işyerlerinde, otoparklarda da araba şarjı için sistem kurulabiliyor.

Voltpost adlı firma bu sorunu elektrik direklerini şarj istasyonuna dönüştürerek çözüm üretiyor. Caddelerde, sokaklarda ve neredeyse her yerde bulunan elektrik direklerine yerleştirilebilen cihaz, Seviye 2 AC şarj sağlıyabiliyor. Bu şarj çözümü hızlı bir şarj özelliğine sahip değil. Ancak bir elektrikli otomobili gece boyunca ya da araç sahibi ihtiyaç duyduğu bir zamanda rahat rahat şarj edebiliyor. Voltpost firmasının direğe taktığı tek bir istasyon 4 araca kadar şarj desteği sağlayabiliyor.

Direklerin alt kısmına takılan ancak yere değme riskini önlemek için zeminden de yaklaşık 1 metre yukarı yerleştirilen bu cihaz, şebekeden aldığı elektriği araçlarda kullanmayı sağlıyor. Voltpost firmanın iddiasına göre sadece 1 saatte kurulan cihaz modüler bir yapıya sahip, böylece tamiri de kolay ve ucuz oluyor.

Bu istasyonları kullanmak için bir de mobil uygulama bulunuyor. Böylece kişiler uygun istasyonları bulup rezerve edebiliyor.

11 Nisan 2024 Perşembe

Hanım Çiftliği (Orhan Kemal) Kitabının Özeti, Konusu ve Kitap Hakkında Bilgi


Kitabın Adı: Hanım Çiftliği

Kitabın Yazarı: Orhan Kemal

Kitap Hakkında Bilgi:

Hanımın Çiftliği, Orhan Kemal'in yazdığı üçleme bir kitap serisidir. İlk kitap Vukuat Var, ikinci kitap Hanımın Çiftliği ve üçüncü kitap Kaçak isimlerini taşımaktadır.

Çukurova'nın zorlu insan ilişkilerini ele alan Hanımın Çiftliği üçlemesinin ilk kitabı olan Vukuat Var değişen sosyal ilişkilerin insanların yaşamlarını ve bilinçlerini nasıl yönlendirip değiştirdiğini ele alan bir roman. Vukuat Var, toprağını kaybedip yoksullaşan köylülerle gittikçe güçlenen toprak ağalan arasında gerilen ilişkileri ele alırken kadın işçilerin de bu ilişki içinde kimliklerini yeniden oluşturmasına tanıklık ediyor.

Hanımın Çiftliği ikinci kitabı, ağalık sorununu olduğu kadar, sınıfsal çelişkileri de yetkinlikle anlatır. Paranın değişime uğrattığı hayatları, el değiştiren paranın yarattığı çelişkileri, insanın en soylu duygularından biri olan aşkın bile soysuzlaşmasını anlatan bu roman, okuru hiç beklemediği bir sona doğru peşi sıra sürükler. Bu usta yazarın kalemi insanı yargılamadan önce anlamaya, her şeye rağmen insana inanmaya, güvenmeye çağırır okuru.

Hanımın Çiftliği adlı üçlemesinin son kitabı olan Kaçak'ta, toprak ağalığının yarattığı sorunları, toprağın el değiştirmesini ve topraksız bırakılan insanların intikam duygularını ele almaya devam ediyor. Her zaman insana, umuda ve aydınlığa inanan Orhan Kemal bir kez daha en karanlık durumlarımızda bile bizi yücelten değerleri arıyor.
Tanıtım Bülteninden

Kitabın Konusu:

Kitap, Çukorova özelinde zorlu insan ilişkilerini, sınıf çelişkilerini, paranın değiştirdiği hayatları, paranın el değiştirmesinin getirdiği çelişkileri, aşkın bile yozlaşmasını ve toprak sahibi olma sorununu anlatır. 

Kitabın Özeti:

Güllü, Adana'da bir fabrikada işçi olarak çalışmaktadır. Güllü'nün sevgilisi Kemal öldürülünce ailesi tarafından Ramazan'la evlendirilmek üzere Muzaffer Bey'in çiftliğine gitmek zorunda kalmıştır. Muzaffer bey, Ramazan'ın zengin ve toprak ağası olan dayısıdır. Muzaffer Bey, Adana’nın en büyük çiftliklerinden birinin sahibi olan, kadın düşkünü biridir. Hak hukuk bilmez, insanlara ve emri altındakilere eziyet etmekten kaçınmayan zorba bir çiftlik sahibidir. Ramazan ise zayıf, çelimsiz, saf, direnmeyi ve mücadeleyi bilmeyen bir karakterdir.
 
Çiftlikte ev işleri ve mutfakla Muzaffer Bey’ in metresi olan Gülizar ilgilenmektedir. Gülizar, Muzaffer Bey için kocasını terk ederek çiftliğe gelmiştir. Güllü, Muzaffer beyin çiftliğine geldikten sonra da sevmediği biri olan Ramazan ile evlenmek istememektedir. Muzaffer Bey çapkın bir adamdır. Güllü çiftliğe geldiğinde Muzaffer bey Ankara'dadır. Ramazan, Muzaffer Bey geldiğinde bu kızı görürse ona göz dikebileceğinden korkmaktadır. Aslında Gülizar da aynı durumdan korkmaktadır. Bunun için Gülizar, Muzaffer Bey gelmeden önce Ramazan ile Güllü’yü evlendirmek istemektedir. Ama Muzaffer Bey kendinden habersiz gizli saklı bir iş yapılmasını hiç istemezdi. Muzaffer bey bu arda Ankara'dan gelir. Ramazan ve Gülizar, Güllü'yü Muzaffer Bey'den uzak tutmaya çalışsa da başarılı olamazlar. Muzaffer Bey, Güllü'yü görmek için yanına çağırtır, görünce de çok beğenir ve evlenmek için Güllü'yü kendine alır. 

Amcası Muzaffer beyin Güllü ile evlenmesine Ramazan çok üzülür. Muzaffer beyin Güllü ile evlenmesi çiftlikte ve köylüler arasında büyük bir hoşnutsuzluk oluşturur. Güllü evlendikten sonra çiftliğin ve dolayısıyla köyün yeni hanımı olur ve adını Serap olarak değiştirir. Serap Hanım olan Güllü, lüks hayata çok çabuk alışmıştır. Lüks araba kullanmaya başlar ve çokça alışveriş yapar. Şehre, kulüplere, toplantılara gider ve sosyal etkinliklere katılır. 

Köy ve çiftlik halkı Muzaffer Bey'in tutumuna kırılmıştır. Bu gelişmeleri sindiremeyen ve uzun yıllardır çiftlikte olan Kahya Yasin Ağa, çiftlikten ayrılır. Ramazan amcası Muzaffer beyi öldüreceğini söylemektdir. Bu duruma kızan Muzaffer Bey, Ramazan’ı çiftliğin ortasında fena halde döverek çiftlikten kovar. Bu nedenle halk Muzaffer Bey’den daha çok nefret etmeye başlar. 

Çiftlik yönetimi boşalınca Kahya Yasin Ağa’nın çiftlikten ayrılmasından yararlanan Güllü’nün bencil babası Cemşir ve Cemşir’in arkadaşı berber Reşit çiftliğe yerleşir. Muzaffer Bey ile arazi meselesi yüzünden arası bozulan Habib, üyesi olduğu partinin 1954 seçimleri ile iktidara geleceğini ve siyasi gücü aracılığıyla Muzaffer Bey’den topraklarını geri alacağını düşünür. Muzaffer Bey’in aynı partiye üye olması bu ümitlerini boşa çıkarır. Habib için intikam almanın tek yolu Muzaffer Bey’i öldürmektir. Habib, Muzaffer Bey'i pusuya düşürüp öldürür. Katil bulunamaz. Bunun üzerine Serap çiftliğin tek sahibi olur. Çiftlik, Serap Hanım'a kalmıştır. Çiftlik artık Hanımın Çiftliği olarak anılmaktadır. 

Serap uzun bir aradan sonra çiftliğin Avukatı Erdoğan ile evlenmeye karar verir. Erdoğan bir gün yine toprak çekişmesi yüzünden Habib'in kardeşine hakaret eder. Erdoğan’ın  Habib’in kardeşlerine hakaret etmesi eski tartışmayı alevlendirir. Bir gece Habib ve kardeşleri çiftliği yakmak için köylüyü toplayarak gelirler. Güllü’ nün bebeği ağlamaya başlar. Güllü bebeğini orada bırakarak kendini pencereden aşağı atar ve kaçmayı başarır. Çiftlik cayır cayır yanarken Habib, Güllü’nün peşinden koşup onu yakalar. Öldürürse bütün topraklar köylüye kalacaktır. Güllü yalvarmaya başlar. Habib onu öldürmekten vazgeçer. Güllü de hiçbir resmi kuruma şikayet etmeyeceğini söyler. Habib oradan kaçar. Güllü sorguya çekilmesine karşın hiçbir şey söylemez. Fakat Habib’ in iki kardeşi ile diğer köylüler bütün suçu ona yüklerler. Habib ise hiçbir zaman ele geçirilemez. 

İyi Geceler Bay Tom (Michelle Magorian) Kitap Sınavı Yazılı Soruları ve Cevap Anahtarı

Kitabın Adı: İyi Geceler Bay Tom Kitabın Yazarı: Michelle Magorian Kitap Sınavı Soruları ve Cevap Anahtarı 1. Will'in kollarındaki morlu...